30 Ekim 2009 Cuma

Kankalarla Yeniden Buluşmak Paha Biçilemez


Reklamlar birçok insan için 'ızdırap' kelimesinin televizyonda vuku bulması anlamına gelir.'Amma da çok reklam verdiler yahu','Resmen reklam arasına film koymuşlar ha','Hay ben sizin de,sizin reklamınızın da ta...' gibisinden cümleler sık sık yankılanır güzel ülkemin dört bir yanındaki çeşitli evlerin duvarlarında.İzlediği programın arasına reklam girdiği zaman ağzından köpükler saçan bir canavara dönüşür çoğu insan.Hele bir de izlediği herhangi birşeye reklam girince kanal değiştiren;önceki kanala geri döndüğünde ise artık takip ettiği programın yerinde yeller estiğini gören bünyenin King Kong'a bağlaması kaçınılmazdır.

Kısacası televizyon bağımlısı bünyemiz uyduruk senaryolu ve durağan dizilerden,ucubelerle dolu evlendirme programlarından,saygısızlığın ve terbiyesizliğin tavan yaptığı 'Yemekteyiz' tarzı TV şovlarından ve daha birçok çöpten ne kadar haz ediyorsa;reklamlardan da o kadar nefret eder.Amma velakin bazen öyle reklamlar olur ki insan 'Helal olsun,adamlar yapmış yahu' der.Bana son bir ayda bu cümleyi söyleten reklam ise Mastercard'ın ülkemizde 'Kankalarla yeniden buluşmak paha biçilemez' sloganıyla yayınlanan ve on yaş civarı üç okul çocuğunun oynadığıdır kesinlikle.15-16 saniye kadar süren bu reklam kısa ama bir o kadar da doyurucu ve eğlendirici.Söz konusu reklamda kankalardan biri dansa başlar,diğeri onu bir süre izledikten sonra vakur bir havayla ona katılır,en son gelen eve alıp beslenesi sarışın kanka ise elleri ve kollarıyla dünyanın en manasız ama aynı zamanda en sempatik dansını yaptıktan sonra hep beraber arkalarını dönüp ayaklarını yere vurarak (tabi bu da dansın bir parçası) uzaklaşırlar.Reklamın orijinal versiyonunda kullanılan cümle 'Being with people who understand you:priceless' yani 'Sizi anlayan insanlarla olmak paha biçilemez' ülkemizde 'Kankalarla yeniden buluşmak paha biçilemez' olarak çevrilerek yayınlanmış.'Kanka' sözcüğünden nefret eden bünyemin sevimli veletlerin büyük bir ciddiyetle icra ettikleri bu mini gösteriyi gördükten sonra malum kelimeye sempati duyma emareleri göstermeye başlamasından korkmuyor değilim.He bu arada arkada çalan şarkı ise funk müziğin önemli isimlerinden biri olan George Clinton'ın 'We want the funk' adlı çalışması.Şarkı da hem reklama,hem de kankalarımızın aykırı ruhlarına tam anlamıyla cuk oturuyor.

Okulların açılmak üzere olduğu günlerde sık sık çıkan bu sevimli reklam şu sıralar hemen hemen hiç gösterilmiyor.Hala görmediyseniz girin bir video paylaşım sitesine izleyin efendim;sizin de benim gibi bu bıdıkların bağımlısı olacağınıza eminim.Son olarak sözüm o üç sevimli kankaya.Beni duyuyorsanız gelin misafirim olun;yiyin,için,istediğiniz kadar kalın bende.Hatta beni de dördüncü kanka yapın,bundan sonra hep beraber takılalım,sırtımızda çantalarla manyak manyak dans edelim kimseyi iplemeden.O kadar kanım ısındı size!